Merhaba
Nihayet, 2011 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimizi bir araya toparlayabildik.
Ciddi ve kapsamlı bir arşivi, meraklıların ilgi ve bilgilerine takdim ediyoruz.
Önce, çalışmalarımız ve bunların düzeni hakkında bir özet yapmalıyız.
Ankara Üniversite çatısı altında, 2011 Mayıs ayından başlayarak ’21. Yüzyıl İçin Planlama’ Kurultayları ve (2015 Nisanından itibaren) Seminerleri ile geliştirilen bir çalışma düzeni kurduk. Çalışmalar, Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) Dekanlığı ile Mülkiyeliler Birliği’nin akademik ve maddi destekleriyle yürütülüyor.
Kurultaylar önce yılda bir, sonra iki kez yapıldı. Seminerler her yıl bahar ve sonbaharda yapılıyor. Her bahar ve sonbaharda bazen bir, çoğunlukla iki günlük iki veya üç seminer yapıyoruz.
Bu sistemli çalışma düzeninin kurulmasının genel nedenleri şöyle özetlenebilir:
- 21. yüzyılın öngörülebilen farklılığını, belirsizliklerini ve ipucu niteliğindeki çizgilerini teşhis etme, tartışma ve değerlendirme zorunluluğu;
- Türkiye gibi 70 milyonu aşan ve genç nüfusa sahip (ve 2050’ye kadar sürecek bir gençlik trendi gösteren) bir ülkenin önümüzdeki uzunca dönemde, 21. Yüzyılın getireceği yenilikleri doğru kavrayarak tarihi bir dönüm noktası yakalama olanağını araştırma ve irdeleme;
- 21. yüzyılın öncelikle bilimler dünyasında (temel bilimlerde olduğu kadar sosyal bilimlerde de) hızlanacağı ve yeni çeşitlenmelerle zenginleşeceği anlaşılan gelişmelerini yakından ve dikkatle izleme gereksinimi;
- Bilimin teknolojiyi yönlendirme ve şekillendirme kapasitesinin artışını, yine bilimin kamu yönetimine ve iş dünyasına katkısının kaçınılmaz şekilde olgunlaşacağını doğru ve gerçekçi boyutlara yerleştirebilme;
- Teknolojinin uygulanma süreçleri içinde, mühendislik alanlarında olduğu kadar toplumsal alanda, işlerde ve insan ilişkilerinde de hızlanan gelişmelerini doğru kavrayabilmek ve bunları toplumsal yararın kriterleri ile bağdaştırabilmek;
Özel olarak, Türkiye’ye ilişkin gözlemlerle oluşan nedenlerin bir özeti şöyle belirtilebilir:
- Son yirmi, otuz yılın toplum ve siyaset katında yaşanan gelişmeleri, Türkiye’nin 21.yüzyılın getireceği yeniçağa adım atabilme noktasından uzak kaldığını gösteriyor.
- Söz konusu gelişmeler, kısa vadeli görüşlere ve geçici çözümlere prim kazandırma özellikleriyle, Türkiye’de uzun vadeli yaklaşımlarla olgunlaşabilecek bir entelektüel kapasitenin beslenemediğini yansıtıyor. Üniversitelerde ve bunların çevresindeki bilim merkezlerinde uzun vadenin tartışılması ve öneriler oluşturulabilmesi erteleniyor ve sınırlı kalıyor.
- Ülkenin ticarette ve finansta dünyaya uzun süredir açılmış olması, çeşitli meslek alanlarında, uzun vadenin sistematik ve anlamlı biçimde tartışılmasını sağlayacak platformlar yaratmamış görünüyor. Kamu yönetimi alanında ise, bu yönde herhangi bir yaratıcı ipucuna sahip değiliz.
- Bu tablo, akademik dünya da dâhil, ülkede 21.yüzyılın yeni bir çağ olacağını algılama, bunun çeşitli alanlarda ve bütün halinde tasarımlarını yapma ve bu zeminde yeni, zengin tartışmalar yaratma kapasitesinin zayıf ve önemsiz kaldığını gösteriyor.
Böyle bir arka plandan hareketle, ’21.yüzyıl için planlama’ çalışmalarımızın üniversite çatısı altında, ancak sadece bilim çevreleriyle sınırlı kalmaması düşüncesine sahip olduk. Toplantılarımızı, Ankara Üniversitesi 100. Yıl Salonunda ve Siyasal Bilgiler Fakültesi – Mülkiye Şeref Salonunda düzenledik. Bundan sonra da aynı mekânlarda çalışacağız.
Çalışmalar sivil toplum kuruluşlarından bu çerçeve ve içeriğe destek olanlarla, bilim ve meslek alanlarından söz ve birikim sahibi olan kişilerin aktif katılımı ile yürütüldü. Katılanların gözlemi, çalışmalara gösterilen ilginin özellikle son iki yılda kayda değer bir artış gösterdiği yolundadır. Eğer gerçekçi ise, bu gözlemler çalışma yöntemimizin (bu aşamada) doğru ve verimli olduğuna işaret sayılabilir.
Ana yöntem, geçmişin ve bugünün eleştirel analizleri üzerinde kalmak değil, yanılma payı dâhil olmak üzere geleceğin tasarımlarını ve tekliflerini düşünce planına yerleştirebilmektir. Bunun geliştirilmesi ile derinleşmeyi sağlayacak (21.yüzyılın dünyasına dönük) ağırlık merkezlerini oluşturabilmektir.
Geleceğe dönük tasarımlar ve teklifler (alandan alana değişen şekilde) henüz olgunlaşmamıştır. Fakat önemli nokta, toplantıların ve bunları besleyen çalışmaların bu ihtiyacı gitgide büyütmesi, bunun anlaşılmasıdır. Bilim, düşünce ve meslekler alanında 21.yüzyıla dönük böyle bir momentuma ısmarlama projelerle değil, bu alanlardan yeşerecek organik gelişmelerle erişileceğini söyleyebiliriz.
2011’den bugüne kadar yapılmış çalışmaların kapsamı, konuşmacılara ve katılımcılara ait bilgiler için sayfalarımızda gezinmeniz yeterli olacaktır.
Bilsay KURUÇ